Değerli mesai arkadaşlarım, sizleri en içten duygularla selamlıyorum.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Koronavirüs salgınının devam etmesi nedeniyle, etkinliğimize katılımı maalesef bu yıl da sadece Büyükelçiliğimiz personeliyle sınırlı tutmak durumunda kaldık.

Salgının en kısa sürede sona ermesini diliyor, bir sonraki etkinliğimizde vatandaşlarımızın ve Kuveyt’teki dostlarımızın da bizlere katılabilmelerini ümit ediyorum.

15 Temmuz 2016 gecesi, şanlı tarihimizin en büyük destanlarından biri olarak hafızalara kazınmıştır.

O gece, aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin onurlu duruşu ve dünyada eşi benzeri görülmemiş cesareti ile hain darbe girişimi püskürtülmüştür.

Milletimiz verdiği ikinci kurtuluş mücadelesi ile bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini bir kez daha ilan etmiştir.

Ordunun ve diğer stratejik kurumların içine sızmış FETÖ ihanet çetesi ve destekçilerine karşı elde edilen bu demokrasi zaferi, milletimizin yüreğindeki imanın ve çıplak elleriyle verdiği mücadelenin bir neticesidir.

Milletimiz, 15 Temmuz’da önüne çıkan engeller karşısında nasıl bir duruş sergilediğini ve herhangi bir topluluk değil, kelimenin tam anlamıyla millet olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

Milletimizin tarihinde dönüm noktalarını daima “büyük kenetlenmeler” belirlemiştir. Beş yıl önce işte bu kenetlenmelerin bir örneğine daha şahit olduk.

Devletimiz ise, millet ile el ele vererek, yıllar içerisinde kanser hücreleri gibi bünyesine yayılan bu hainleri temizlemiştir.

Daha önemlisi, tüm bu süreci hukuk devleti, demokrasi, insan hakları, adalet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak yürütüyor olmamızdır.

FETÖ terör örgütünün elebaşını ve yönetici kadrosunu teslim almaya yönelik çabalarımız uluslararası hukuk çerçevesinde kararlılıkla sürmektedir. 15 Temmuz ihanetinde parmağı olanlar adalet önünde hesap vermeye devam etmektedir.

Türkiye 2023 hedeflerinin, 2053 ve 2071 vizyonunun önüne geçmeye yönelik bu en cüretkâr adımı geride bırakmakla, istiklalini ve istikbalini güvence altına almıştır.

15 Temmuz darbe girişimini sadece bir cuntanın siyasi iktidarı ele geçirme denemesi olarak görmek eksik kalacaktır. Darbeye kalkışan cunta, ülkemizin ekonomi, savunma ve altyapı alanındaki atılımlarını kendi çıkarları lehine tahrip etme amacındaki uluslararası bir organizasyonun sadece taşeronudur.

Darbe girişiminin millet eliyle akamete uğratılması sonrasında devletin içerisinde onlarca yıldır yuvalanmış yabancı ellerin maşaları tek tek temizlenmeye başlanmıştır. Devletin içerisindeki ihanet şebekesinin ayıklandığı bu arınma süreci sayesinde Türkiye bugün Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedef doğrultusunda siyasî, malî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel ve diğer bütün alanlarda tam bağımsız politikalar üretip uygulayabilir noktaya gelmiştir.

Kıymetli arkadaşlarım,

Milletimize şükran borcumuzu ödemek için tüm gücümüzle çalışmayı sürdürmeliyiz.

Amacımız, bizden sonraki nesillere, daha güçlü, daha müreffeh, daha huzurlu bir Türkiye bırakmaktır.

Diğer taraftan, diplomasi alanında faaliyet gösteren bizler, FETÖ terör örgütüyle mücadelemizin hem yurt içinde, hem yurt dışında aralıksız sürdürülmesinin önemini müdrik olmalıyız. Çünkü, tüm terör örgütleri gibi FETÖ ihanet çetesinin de en büyük hedefi, ülkemizin birliğidir, beraberliğidir, geleceğidir. Çünkü, FETÖ sadece Türkiye için değil, diğer ülkeler ve halkları için de bir tehdittir.

Değerli arkadaşlarım,

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, demokrasimize kasteden darbe girişimine karşı toplumsal hafızamızın diri tutulması, demokrasimizin güçlenmesi ve şehitlerimizin ve gazilerimizin hatırlanması için sembol niteliğindedir.

Biraz sonra izleyeceğimiz video gösterimiyle belleklerimizi tazeleyeceğiz. Beş yıl önce bugün, milletimizin bir seferberlik ruhuyla geleceğimize kast eden bir cuntaya karşı canı pahasına direnmekte nasıl ittifak ettiğini hatırlayacağız. Milyonların havalimanlarını, meydanları ve caddeleri ete kemiğe bürüyerek, demokrasiden ve millet iradesinden geçilemeyeceğine bütün dünyayı nasıl şahit kıldığını hatırlayacağız.

“15 Temmuz ruhu” bu topraklarda diri olduğu müddetçe hiçbir güç milletimizi esir alamayacak, bir daha asla iradesine el uzatamayacaktır.

Bu düşüncelerle, ülkemizin bağımsızlığı ile milletimizin birliğini ve beraberliğini hedef alan meş’um darbe girişiminin beşinci yıldönümünde 15 Temmuz gecesi şehit olan tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Bildiğiniz üzere, hainlerin Polis Özel Harekâta yaptıkları saldırıda şehit olan kardeşlerimizden biri de Büyükelçiliğimizde 3 yıl görev yapan Komiser Zeynep Sağır idi. Zeynep kardeşimize de Allah’tan rahmet diliyorum.

Darbe girişimi sırasında yaralanarak gazilikle şereflenen tüm kardeşlerimize sıhhat ve afiyet temenni ediyorum.

Türkiye’nin her yerinde darbecilerin karşısına dikilerek, bu büyük ihanet girişimine geçit vermeyen milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.

Allah ülkemizin ve milletimizin her daim yardımcısı olsun. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Bu millete bir daha 15 Temmuz benzeri acılar yaşatmasın.

Değerli arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi önümüzdeki hafta Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz. İzin döneminde bulunacağımız için, sizlerin, ailelerinizin ve sevdiklerinizin bayramını şimdiden kutluyorum.

Teşekkür ederim.